“Denizin akciğerleri” koruma altında!

‘Denizin akciğerleri’ olarak bilinen deniz çayırlarını istilacı deniz üzümünden korumak için başlatılan proje kapsamında ilk sistem, Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nda devreye alındı. Denize yerleştirilen tekne bağlama şamandıraları sayesinde, deniz çayırları ve biyoçeşitlilik korunurken, istilacı deniz üzümünün yayılması engellenecek. Projenin uygulanacağı diğer bölgeler ise; Kırklareli'ndeki İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı, Balıkesir'deki Güney Marmara Adaları ve Hatay'daki Samandağ.

“Denizin akciğerleri” koruma altında!
“Denizin akciğerleri” koruma altında!
+3
Haber albümü için resme tıklayın

Deniz üzümü, Akdeniz'de yerel biyoçeşitliliği bozan istilacı bir tür. Oksijen üretme ve dostane su altı yaşam alanları yaratma kabiliyeti nedeniyle “denizin akciğerleri” olarak bilinen Neptün deniz çayırları için de özel bir tehdit oluşturuyor. Tekne çapaları deniz tabanında sürüklenirken, yerel deniz çayırlarını parçaladığında, deniz üzümü bu boşalan yerlere yerleşiyor.

UNDP, yerel deniz çayırlarını istilacı deniz üzümünden korumak için Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’na kurulan 50 adet tonozlu şamandıradan oluşan beş tonluk sistemi devreye aldı.

“Denizin akciğerleri” koruma altında!

Ayvalık’ta ‘denizin akciğerleri’ koruma altında!

 “Denizel İstilacı Yabancı Türler Projesi” (MarIAS) kapsamında, Ayvalık Adaları Tabiat Parkında, oksijen üretme özelliği nedeniyle “denizin akciğerleri” olarak bilinen deniz çayırlarını korumak ve istilacı deniz üzümünün yayılımını engellemek amacıyla yeni bir girişim hayata geçirildi. İstilacı yabancı türlerle mücadeleye ilişkin bölgeye özel tedbirleri içeren Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Denizel Alanı Yönetim Planına ilişkin faaliyetler kapsamında, 50 adet tonozlu şamandıradan oluşan tekne bağlama sisteminin kurulumu, 16 Eylül 2024 tarihinde tamamlanmış ve şamandıralar kullanılmaya başlanmıştı.

DKMP Genel Müdürlüğü iş birliğindeki MarIAS projesi kapsamında tabiat parkına yerleştirilen şamandıralar ile deniz çayırları korunurken, Akdeniz'de yerel biyoçeşitliliği bozan istilacı bir tür olan deniz üzümünün yayılması engellenecek.

Ayvalık Adaları Tabiat Parkında yerleştirilen, uzun ömürlü, 5 tonluk tonozlu şamandıra sistemi sayesinde, bu bölgeleri ziyaret eden teknelerin deniz çayırları üzerine çapa atmak yerine halatlarını şamandıralara bağlamayı tercih etmeleri ile çapalamalardan kaynaklanan deniz tabanı ve deniz çayırı tahribatının önlenmesi hedefleniyor. Şamandıra kullanımı tekneler için de operasyonel olarak kolaylık sağlayacak. Böylece hem çevre hem de bölgeyi ziyaret edenler için faydalı bir girişim hayata geçirilmiş oldu.

İstilacı tür; deniz üzümü!

Ayvalık Adalarının 19’unu kapsayan ve toplam 17.950 hektarlık alana sahip olan tabiat parkının denizel alanı, zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip. Tabiat parkı sınırları içindeki istilacı türlerden en önemlisi ise deniz üzümü (Caulerpa cylindracea). Deniz üzümü özellikle deniz çayırlarının (Posidonia oceanica) tahrip edildiği alanlara yerleşerek deniz çayırlarının gelişimini engelliyor.

Akdeniz’in akciğerleri olarak tanımlanan deniz çayırları ise, denizlerdeki canlı yaşamı için en verimli bölgeleri oluşturuyor. Balık stoklarının ve denizdeki oksijen dengesinin devamlılığının sağlanmasında önemli rolleri bulunuyor. Bu nedenle, deniz üzümünün yayılımının önüne geçilmesi, deniz çayırlarının ve biyoçeşitliliğin korunması için büyük önem taşıyor.

“Denizin akciğerleri” koruma altında!

Ekosistemlerin direnci artırılıyor

“Diğer denizlerden bölgemize gelip yerleşen istilacı yabancı türlerle mücadele kapasitemizi artıracak yatırımları yaparak yerli ekosistemlerimizin direncini artırıyoruz.” diyen UNDP Proje Yöneticisi Mehmet Gölge, “Ayvalık’taki bu faaliyetimizin, doğa ile ilişkimizde ne kadar dikkatli ve hassas davranmamız gerektiğine iyi bir örnek oluşturduğuna inanıyorum. İnsanlar olarak en ufak bir hareketimizin bile doğaya nasıl etki ettiğini hesaba katmalı, doğaya verdiğimiz zararları tespit ederek bu zararları telafi etmeli ve ekosistemin dengesini korumak için titizlikle çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.

UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton da, “Sağlıklı ekosistemler, deniz üzümü gibi istilacı türler tarafından bozulabilen ve bozulması halinde feci sonuçlara yol açabilen hassas bir dengeye sahip. Ayvalık’taki ve diğer denizel alanlardaki çabalarımızın amacı, doğal dengeyi sürdürülebilir bir şekilde yeniden sağlamak.” dedi.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Kadir Çokçetin ise, “Bu tekne bağlama sistemi, denizel biyoçeşitliliğin korunması ve deniz turizminin çevresel sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından model bir uygulama niteliğindedir. Bu yeni sistemin kullanımı ile alandaki deniz çayırı tahribatının yüzde 50 oranında azaltılmasını hedefliyoruz.” dedi.

“Denizin akciğerleri” koruma altında!

Her denizde bir pilot bölge

“Denizel İstilacı Yabancı Türler Projesi,” istilacı yabancı türlerin önlenmesi, tespit edilmesi, kontrolü ve yönetiminde güçlendirilmiş kapasiteler ve yatırımlarla deniz ve kıyı ekosistemlerinin direncinin artırılması hedefiyle Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından BM Kalkınma Programı (UNDP) ile iş birliği içinde, Küresel Çevre Fonu (GEF) finansal desteği ile yürütülüyor.

Projede Türkiye’deki her denizden bir alan temsil edilecek şekilde 4 pilot bölge üzerinde çalışılıyor. Belirlenen pilot bölgeler; Kırklareli’nde İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı, Balıkesir’de Ayvalık Adaları Tabiat Parkı ve Güney Marmara Adaları ile Hatay’da Samandağ. Söz konusu bölgelerde istilacı yabancı türlere yönelik yönetim planlarının hazırlanması ve uygulanması faaliyetleri ise Doğa Araştırmaları Derneği ile birlikte yürütülüyor.

Türkiye kıyılarında 105 istilacı tür var

Ayvalık Adaları Tabiat Parkı, 19 adayı kapsıyor ve toplam 17.950 hektarlık alana sahip. Parkın zengin biyolojik çeşitliliğine yönelik en büyük tehdit, Neptün deniz çayırının (Posidonia oceanica) tahrip edildiği alanlarda kolonileşen deniz üzümü (Caulerpa cylindracea). Neptün deniz çayırının 1 metrekaresi, fotosentez yoluyla günde 10 litre oksijen üretebilir ve bu özelliği sayesinde balık rezervleri ve deniz yaşamının geri kalanı için son derece faydalı. Deniz üzümünün yayılımıyla mücadele etmek de bu yüzden çok önemli.

Tarım ve Orman Bakanlığı, istilacı yabancı türleri Türkiye’nin deniz biyoçeşitliliğine yönelik başlıca tehditlerden biri olarak görüyor. Türkiye kıyılarında bulunan 539 denizel yabancı türden 105'i istilacı olarak kabul ediliyor.

03 Kas 2024 - 12:34 Balikesir/ Ayvalik- Çevre


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.