İşletmelere sera gazı emisyon izni alma zorunluluğu geliyor

İşletmelerin sera gazı emisyon izni almalarını zorunlu hale getireceklerini belirten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Bu sistemden elde edilen geliri, kamu eliyle tekrar özel sektöre aktaracağız. Ulusal Yeşil Taksonomi mevzuatını hazırlayacağız, İklim Kanunu’nu hayata geçireceğiz. Yeşil Finans Stratejisi ve Eylem Planı'nı süratle uygulayacağız” dedi.

İşletmelere sera gazı emisyon izni alma zorunluluğu geliyor
İşletmelere sera gazı emisyon izni alma zorunluluğu geliyor
+1
Haber albümü için resme tıklayın

Dünya Odalar Federasyonu’nun (WCF) “İklim Değişikliği İçin İşbirlikçi Yaklaşım” ana temasıyla TOBB ve WCF Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ev sahipliğinde düzenlenen Avrupa ve Asya Zirvesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Başkanı Philippe Varin ve ICC Genel Sekreteri John W.H. Denton’un katılımıyla başladı.

İşletmelere sera gazı emisyon izni alma zorunluluğu geliyor

“Gezegen büyük bir tehdit altında”

62 ülkeden 800'den fazla iş insanının takip ettiği zirvenin açılışında konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, dünyayı kasıp kavuran iklim kriziyle gezegenin hiç olmadığı kadar büyük bir tehdit altında olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İklim kriziyle gelen riskler, geçmiş dönemlere göre her geçen gün daha da çeşitlenmektedir. İnsanoğlu yeni bir yıkımla, yeni bir varoluş sorunuyla karşı karşıyadır. İşte Bosna Hersek ve Brezilya'da yaşanan sel felaketleri, can kayıpları yanında, milyonlarca dolarlık kayba da yol açmıştır. ABD'de on milyarlarca dolar hasara yol açması beklenen Milton Kasırgası, sorunun büyüklüğünü gösteren bir başka acı örnektir. İklim krizi artık, tüm üretim ve tüketim sistemini dönüştüren, tedarik zincirinde yaşattığı kopmalarla gıdaya, temiz suya, ihtiyaç maddelerine erişimi zorlaştıran, ticaret ve sanayideki alışılagelmiş kuralları kökten değiştiren bir sorundur.

“Başımızı kuma gömmüyoruz”

Akdeniz Havzası'nda yer alan ülkemiz de her geçen gün iklim krizinin olumsuz etkilerini daha fazla hissetmekte, ülkemizin her yerinde, sel, yangın, kuraklık gibi afetler yaşanmaktadır. Türkiye ne kendi yaşadığı bu acılarda ne de diğer ülkelerin zor günlerinde hiçbir zaman krizleri izleyen bir ülke olmamıştır. İnsanlığı bekleyen tehlikelerde, başını kuma gömenlerden, sorunları görmezden gelenlerden olmamıştır. İklim politikalarını belirlerken açıklık, şeffaflık, katılımcı bir anlayış benimsedik.”

Şirketlerin, verimlilik ve enerji tasarrufuyla giderlerini azaltmak istediklerini gördüklerini vurgulayan Kurum, “Enerji verimliliği, hava, su ve toprak için sıfır kirlilik prensibiyle çalışan tesislerimize, 'Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi' düzenliyoruz. Bu belgeyi alan tesislerin, çevre yatırım fonlarından faydalanmaları için gerekli tüm adımları atıyoruz. Sanayi sektöründe, düşük karbonlu yol haritamızla, 2053 yılına kadar alüminyum sektöründe yüzde 75, çelik sektöründe yüzde 99, çimento sektöründe yüzde 93 emisyon azaltımı sağlayacağız, gübre sektöründe ise sıfır emisyona ulaşacağız” dedi.

İşletmelerin sera gazı emisyon izni almaları zorunlu olacak

Ülkede yeni uygulanmaya başlayacak Emisyon Ticaret Sistemi ve karbon kredileriyle ilgili düzenlemeleri de yaptıklarını bildiren Bakan Kurum, şöyle devam etti:

“Bu sistemden elde edilen geliri, kamu eliyle tekrar özel sektöre aktaracağız. Ulusal Yeşil Taksonomi mevzuatını hazırlayacağız. Bu sayede özel sektörümüzün, esnek finansal yapılara daha kolay erişmesini sağlayacağız. İklim Kanunu'muzu Meclisimizin kararıyla hayata geçireceğiz ve her sektörü yakından ilgilendiren düzenlemelerle uyum sürecini daha da hızlandıracağız. Orta Vadeli Program'ımızda belirttiğimiz, Yeşil Finans Stratejisi ve Eylem Planı'nı süratle uygulayacağız. Afetler başta olmak üzere tedarik zincirinde kırılmalara neden olabilecek risklere karşı sektörel dayanıklılık stratejilerimizi geliştireceğiz. Özel sektörümüzü, her açıdan desteklemeye, şirketlerimizin yanında dimdik durmaya devam edeceğiz.
Azerbaycan'da gerçekleşecek olan 29. Taraflar Konferansı, 2024 yılında dünyanın buluşma noktası olacaktır. Yıllık 100 milyar dolar hedefi olan iklim finansmanı mimarisinin temelinden değişeceğini düşünüyoruz. Başta gelişmiş ülkeler, iklim finansmanın milyarlardan trilyonlara ulaşabilmesinin tek yolunun küresel bir yatırım hedefinden geçtiğinde hemfikirler. Bu sene COP29'a güçlü bir katılım sağlayarak, ülkemizin 2053'e giden yol haritasını açıklayacağız. Ayrıca COP31'in ev sahipliğini yapma noktasındaki kararlılığımızı bir kez daha vurgulayacağız.”

“Korumacılığın yükselişinden endişe duyuyoruz”

Zirvenin açılışında konuşan TOBB ve WCF Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ise şunları söyledi:

“Küresel ticaret ve işletmeleri, özellikle de KOBİ'leri tehdit eden korumacılığın yükselişinden büyük endişe duyuyoruz. Özellikle teknoloji alanındaki son korumacı eğilimler, küresel ticaret için riskler oluşturuyor. ICC, uzun süredir Dünya Ticaret Örgütü'nü küresel ticaret kurallarının temeli olarak desteklemektedir. DTÖ'nün reforme edilmesi gerektiğine inanıyoruz ki, küresel ticaret adil ve rekabetçi kalabilsin. Dünya ticaretinin yüzde 75'i DTÖ kurallarına dayanıyor ve bu kurallar istikrar ve öngörülebilirlik sağlıyor. 21. yüzyılın zorluklarını karşılayacak şekilde bu kuralları korumak ve geliştirmek için birlikte çalışmalıyız. İş dünyası, bu değişiklikleri destekleme konusunda aktif bir rol üstlenmelidir.”

“Birlikte, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi küresel sorunlara çözüm bulmada büyük fark yaratabiliriz” diyen Hisarcıklıoğlu, “Sürdürülebilir kalkınmayı taahhüt edelim, ortaklıklarımızı güçlendirelim ve iklim eylemi ile iş başarısının birlikte çalıştığı bir küresel ekonomi inşa edelim. Gelecek bizim elimizde. Yaşayacak sadece bir dünyamız var. Bu nedenle daha temiz, daha yeşil ve doğayla daha uyumlu bir yaşam ve iş döngüsü kurmalıyız” ifadelerini kullandı.

“Yapacağımız ve yapmayacağımız şeylerin gelecekte büyük anlamı olacak”

Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Başkanı Philippe Varin de, iklim değişikliğine ilişkin işbirliği içerisinde mücadele etmeleri gerektiğini söyledi.

“Tarihte öyle bir noktadayız ki yapacağımız veya yapmayacağımız şeylerin gelecekte büyük anlamı olacak. COP29 en önemli iklim zirvesi olacak. Konferansın somut sonuçlar doğurması için ciddi şekilde çalışıyoruz” diyen Varin, yeşil dönüşüm ve karbon nötr ekonomiye geçiş için finansman konusunun çok önemli olduğunu, finansman noktasında hükümetler ve devletler kadar özel sektörün de devrede olması gerektiğinin altını çizdi. Bankaların yeşil projelere yatırım yapması gerektiğini dile getiren Varin, zirvede ICC One Click'in global lansmanını da yaptıklarını vurguladı. Varin, “Öyle bir portal ki her şeyi burada yapıyorsunuz. Özellikle küçük şirketlerin ICC kurallarına, araçlarına ve hizmetlerine erişimine yardımcı oluyor. One Click küçük şirketlere adım adım bir rehber sağlayacak, bütün içeriğimizi onlara vereceğiz. Yeter ki uluslararası ticaret haritasına yerlerini alsınlar” şeklinde konuştu.

ICC Genel Sekreteri John W.H. Denton da dünyanın net sıfır emisyona ulaşması için daha çok çalışması gerektiğini belirterek, bu zirvenin iklim değişikliğiyle mücadeleye, barışa ve refaha katkı sunması temennisinde bulundu.

16 Eki 2024 - 12:47 - Çevre


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Gıda Hattı Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gıda Hattı hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gıda Hattı editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gıda Hattı değil haberi geçen ajanstır.